"Bağırmayan Anneler" kitabının yazarından bir içe dönüş daveti!
“Annemle çok da iyi anılarım yok!”
“Keşke şefkatli ve sevgi dolu bir annem olsaydı…”
“Anneme en son ne zaman sarıldığımı hatırlayamıyorum.”
“Annem gibi annelik yapmayacağım!”
“Annemle ilişkimi düzeltmeyi çok isterdim…”
Bu cümleler sizin için anlamlıysa hazırlanın!
Anne yaralarımızı onarıp, kendi anneliğimizi bugüne doğurma yolculuğuna çıkıyoruz!
Kitapları milyonlarca okuru sevgiyle kucaklayan Uzman Psikolog Hatice Kübra Tongar, yüreğimizin uf olan yerlerine bir anne öpücüğü vadediyor ve bu kitapta kulağımıza şöyle fısıldıyor: Çocukken ne yaşadıysan yaşamış ol… Ne kadar çok yaran olursa olsun ve ne denli canın acımışsa acısın…
Tüm bu yaraları ve acıları yüreğinin ortasına saplanmış kırık bir broş gibi taşımaya ve bir miras gibi çocuğuna aktarmaya mahkûm değilsin.
İyileşebilir ve değişebilirsin. Çünkü unutma ki Sen Annen Değilsin!
BU KİTABI NEDEN OKUYALIM?
Çocukluk, anavatanımızdır. Bu kitap, sizi anavatanınıza doğru farkındalıklı bir iyileşme yolculuğuna çıkarır.
Çocukluğunuzda var olan yaraları görüp üzerlerine merhem sürmenizi sağlar.
Annenizle olan ilişkinizde yeni ve temiz bir sayfa açmanıza yardım eder.
Annenizin zayıf yönlerini üzerinizden sıyırıp, kendi anneliğinizin gücünü keşfetmenize yardımcı olur.
Uzman Psikolog Hatice Kübra Tongar’ın nahif üslubuyla, yüreğinizin uf olmuş yerlerine şefkatli bir anne öpücüğü vadeder.
İçinizdeki çocuğu kucaklar ve kulağına eğilip “Artık geçti küçük kız…” der.
EDİTÖRÜN KALEMİNDEN
Kitapları milyonlarca okura şifa olan, Uzman Psikolog Hatice Kübra Tongar’ın yeni kitabı “Sen Annen Değilsin”, yalnızca bir kitap değil; geçmişle yüzleşme, içsel yaralarınızı iyileştirme ve kendi annelik yolculuğunuzu yeniden inşa etme rehberi aynı zamanda. Çocuklukta aldığınız yaraların sizi tanımlamadığını, bu yükleri bir miras gibi taşımaya mahkûm olmadığınızı vurgulayan kitap, okuyucularını farkındalık dolu bir iyileşme yolculuğuna davet ediyor.
“Çocukluk, anavatanımızdır” diyen Tongar, insanın kendisini anlaması için çocukluk yaralarını tanıması gerektiğini savunuyor. Kitabın ismi, okuyucularına güçlü bir mesaj veriyor: “Annenizden gördüğünüz eksiklikler sizi tanımlamaz.” Tongar, şefkatli bir dil ve etkili psikolojik tekniklerle, okuyucuların annelerinden bağımsız bir birey ve ebeveyn olduklarını anlamalarına rehberlik ediyor.
Kitap, okuyucularına duygusal yaralarını tanımayı ve bu yaraların kendilerini nasıl etkilediğini anlama konusuna da projeksiyon tutuyor. “Yarayı görmezsek, merhemi süremeyiz” diyerek, önce geçmişteki acıları kabullenmenin önemini vurguluyor. Bu yaraları onararak daha güçlü, sevgi dolu bir ebeveyn olmanın yollarını gösteriyor.
Hatice Kübra Tongar, geçmişte ne kadar zor deneyimler yaşamış olursanız olun, bu deneyimlerin sizi tanımlamadığını ve kendi annelik hikâyenizi yeniden yazabileceğinizi vurguluyor. Çocuklarınıza daha sağlıklı bir gelecek sunmak için önce kendi yaralarınızı iyileştirmeniz gerektiğini anlatıyor.
Kitap, okuyucularını içlerindeki çocuğu kucaklamaya, onun ihtiyaçlarına kulak vermeye ve bu ihtiyaçları karşılayarak iyileşme sürecine başlamaya teşvik ediyor. “Artık geçti küçük kız” diyerek, çocukluğunuzda aldığınız yaraları geride bırakmanızı öneriyor. Yalnızca geçmişteki yaralarla yüzleşmekle kalmıyor, aynı zamanda sağlıklı bir annelik modelini de sunuyor. Çocuklarla güvenli bağlar kurmanın, sevgi dolu bir iletişim geliştirmenin ve kendi eksikliklerimizi fark ederek daha iyi bir ebeveyn olmanın yollarını gösteriyor.
Nörobilim, çocuk gelişimi ve psikolojiyi harmanlayan yazar, bilimsel gerçekleri okuyucularına sade bir dille ve vaka örnekleriyle sunuyor. Duygusal yaraların beyin üzerindeki etkilerini açıklarken, bu etkilerin nasıl iyileştirilebileceğini bilimsel bir zeminde tartışıyor. Aynı zamanda, bu bilimi şefkatli bir üslupla okuyucularına aktarıyor.
Hatice Kübra Tongar’ın samimi dili ve etkileyici mesajlarıyla “Sen Annen Değilsin”, her annenin kitaplığında yer alması gereken bir eser. Kendinizi keşfetmek, çocuklarınızla bağınızı güçlendirmek ve duygusal yaralarınızı şifalandırmak için bu eşsiz rehberi mutlaka okumanızı öneriyorum.