Azerbaycan’ın çok okunan ödüllü yazarı Rövşen Abdullaoğlu’ndan, kalbe dokunan, ruha nefes aldı-ran, yere düşen herkesi umutla ayağa kaldıran bir başyapıt.
Bazen hayat öyle zorlaşır ki kendi gücünü unutursun. Kaybedersin, yorulursun, inancın sarsılır… Ama sonra içindeki o ses sana usulca fısıldar: “Devam et.”
"Zor Olsa da Hayat Devam Ediyor", hayatın en zor dönemlerinde bile anlamı, sabrı ve inancı diri tut-manın yollarını anlatıyor. Bilimsel temellerle ruhsal derinliği buluşturuyor, insanın yeniden doğuşunu hem psikolojik hem de manevi bir açıdan ele alıyor.
Yere düştüysen ve seni ayağa kaldıracak o sesi henüz keşfedemediysen kitabın sayfalarını ağır ağır çevirebilirsin. Yazar, her satırda sana şunu fısıldayacak: “Hayat zor olabilir ama sen daha güçlüsün. İnanmıyorsan, okumaya devam et.”
BU KİTABI NEDEN OKUYALIM?
Olumsuz düşüncelerin zihni nasıl kuşattığını göstererek dönüşüm için güçlü bir bakış açısı kazandırır.
Başarı ve başarısızlık algısını yeniden tanımlayarak kişide güçlü bir öz değer bilinci inşa eder.
Yaşanan acıların aslında birer yenilenme kapısı olduğunu hissettirerek okura rehberlik eder.
Manevi derinlik ve bilimsel gerçekliği buluşturarak insana yeniden ayağa kalkma cesareti verir.
Geçmişteki yükleri bırakmak isteyen herkese, uygulanabilir ve içten bir yol haritası sunar.
EDİTÖRÜN KALEMİNDEN
Hayatın en karanlık zamanlarında bile insanın içinden usulca geçen bir ses vardır. Adını koyamadığımız, tarif edemediğimiz, fakat hepimizin varlığından haberdar olduğu o ses… “Devam et” diyen, “Yıkılmış olabilirsin ama bitmedin” diye fısıldayan, “İçinde hâlâ bir güç var” diyerek insanı doğrulmaya çağıran o derin içsel telkin. Rövşen Abdullaoğlu’nun ka-leme aldığı bu eser, işte bu fısıltının yanına oturan, insanı kendi karanlığından alıp yeni-den ışığa çeviren bir yol arkadaşı niteliğinde.
“Zor Olsa da Hayat Devam Ediyor”, insanın kendine yeniden dokunduğu, unuttuğu gü-cü hatırladığı, iç dünyasının derinliklerinde sakladığı hakikati yeniden keşfettiği bir iç yol-culuğun rehberi. Yazar, kitabın her bölümünde insan ruhunun farklı bir katmanına iniyor. Kişi bazen çocukluğunun korkularıyla, bazen gençliğinin kırılmış hayalleriyle, bazen de yetişkinliğinin yorgun ama hâlâ savaşan yanıyla yüzleşiyor. Bu yüzden kitap, okunmakla kalmıyor; hissediliyor, yaşanıyor, hatta kimi satırlarında insan kendi hikâyesiyle karşılaşı-yor.
Hepimiz biliyoruz ki hayat, yalnızca mutlu günlerin toplamı değildir. İnişleri, kayıpları, kırılmaları, ihanetleri, hayal kırıklıkları ve insanın kalbine ağır gelen imtihanları vardır. Ab-dullaoğlu, bu kitabı tam da böyle zamanlar için kaleme almış. Okur, sayfaları çevirdikçe her insanın benzer sınavlardan geçtiğini, bütün kederlerin bir yerlerde bir bütünün parça-sı olduğunu fark ediyor.
Eserde bilimsel bilgi ile ruhsal derinlik, felsefi düşünce ile insani duyuş, psikoloji ile yaşam tecrübesi aynı potada eritiliyor. Kitabın her bölümü, insanın kendi içinde unuttu-ğu gücü uyandıran bir cümle niteliğinde. Bazen bir peygamber kıssası, bazen tarihten bir örnek, bazen bir filozofun sözü, bazen de bizzat yazarın iç gözlemleri aracılığıyla okurun zihninde yavaş yavaş bir pencere açılıyor. Yaşanmış acıların neden var olduğunu, hayatın hangi noktasında insanın sınandığını, sabrın neden bazen ağır ama sonunda mutlaka iyileştirici bir yön taşıdığını hatırlatıyor.
“Zor Olsa da Hayat Devam Ediyor”, insanın kendine doğru yürüdüğü o uzun ve derin yolculukta bir eşlikçi. Okur, bu eseri bitirdiğinde yalnızca bilgi edinmiş olmuyor; kendi acısını yeniden anlamlandırmış, kendi gücünü hatırlamış, kendi hikâyesinin kahramanı olma cesaretini yeniden kuşanmış olarak yoluna devam ediyor.