Bu kitapta çok hassas bir kız olan Mimoza’nın yaşadığı olumsuzluklara karşı çözüm bulmak için dedesine ulaşmasını konu olan güpgüzel bir hikâye okuyacaksın.
Senin de çevrende ekrana bakmaktan birbirini göremeyen arkadaşların var mı? Ya yoğunlaştığı bir konu nedeniyle önemli olan diğer sorumluluklarını yerine getirmeyen tanıdıkların? En çaresiz hissettireni de iyiliğini düşündükleri için aldığı kararlarla sana zarar veren en sevdiklerin...
Toplum hayatından uzaklaşan, birbirini anlamayan, çevreye duyarsızlaşan insanlar arasında kalınca kendini çok yalnız hissediyor Mimoza...
İşte bütün bu yaşadıklarına çözüm bulmak isteyince de dedesine hislerini anlatan bir mektup yazıyor.
Peki, dedesi ne yaparak okuldaki, parktaki, evdeki ve mahalledeki herkesi değiştiriyor?
Merak ettin değil mi? Hadi, o zaman, bir dede-torun iş birliği macerası seni bekliyor!
BU KİTABI NEDEN OKUYALIM?
Gündelik hayattaki abartılı davranışları fark ettirir ve eleştirel düşünmeyi öğretir.
“En iyi, en çok” takıntısına karşı, “bu kadarı yeterli” kavramını içselleştiren bir dünya kurar.
Sosyal iletişim becerilerini geliştirir ve nezaketin gücünü gösteren bir dil kullanır.
Yaşanan olaylar üzerinden, çocuklara dengeli hareket etme yeteneği kazandırır.
Herkesin her şeyi fazlaca abarttığı bir dünyada sade olanın kıymetini anlatır.
EDİTÖRÜN KALEMİNDEN
Sizin de çevrenizde her şeyi abartılı yaşamayı seven insanlar var mı? Çalışkanlığı, kitap okumayı, bazen evde yapılan temizliği, çocuğuna aldırdığı kursları, yemeyi, uyumayı, yardım etmeyi, gülmeyi, ağlamayı... Bazı insanlar ne yapıyorsa işte tam da onu abarta abarta yaşamayı çok seviyor. Oysa dengesini bulamamış her duygu ve davranış başta insanın kendisine daha sonra da çevresine ciddi zararlar verebiliyor. Empatiden uzak kalan insanların kişisel iletişimlerinde yaşadıkları sorun ise sadece kendilerini değil muhataplarını da zor duruma düşürebiliyor. Tam olarak neyi kastettiğimi anlamamış olabilirsiniz. Öyleyse Mimoza ile tanışmaya ne dersiniz?
O dedesinin can eriği. Ama bir sorun var. Uzun süredir dedesini görmedi. Üstelik çevresindeki herkesin kendi dünyasına çekilmiş, empatiden yoksun hâli onu çok üzüyor. Kendini gün geçtikçe yalnız hissediyor. Dahası bir şeylerin değişmesi gerektiğini biliyor ama ne yapacağı konusunda hiçbir fikri yok. En sonunda uzaklarda olan dedesine uzunca bir mektup yazıyor. Her şeyi tek tek anlatıyor. Mimoza’nın okulda, evde, mahallede, parkta yaşanan olayları anlattığı mektubu okuyan dedesi durumun vahametini anlıyor. Sonrasında ise kara yel hızında soluğu torununun yanında alıyor. Şimşek hızıyla da Abartılı İşler Müdürlüğü’nü kuruyor. Bundan sonra mahallede öyle şeyler yaşanıyor ki... Kitabın her sayfası, maceradan maceraya koşuyor.
Gamze Aktürk’ün yazdığı, Merve Altınöz’ün resimleriyle maceraya boyut kattığı “Abartılı İşler Müdürlüğü”, Mimoza’nın yaşadıkları üzerinden değerlerimizle ilgili verdiği mesajlarla çocuklarımızın eğitim hayatına da katkı sağlayacak türden mesajlar içeriyor.
Mimoza’nın hissettiği duygular ve dedesinin bulduğu çözüm; dede-torun ilişkisi ve aile sevgisi, arkadaşlık, dostluk, empati, toplumsal hayat, çevreye duyarlı olmak, kişisel gelişim, değerler eğitimi, sağlıklı iletişim kurma becerisi, davranışlarda dengeyi yakalama, hatayı fark edip düzeltme becerisi gibi pek çok kazanıma pencere aralıyor.
Eğer siz de ilişkilerde bir şeylerin ters gittiğini ve abartılı olan bazı davranışların disipline edilmesi gerektiğini düşünüyorsanız çocuklarınızı/öğrencilerinizi Mimoza ve dedesiyle mutlaka tanıştırın. Sevgi dolu, sımsıcak, hayatın içinden, eğlenceli ve maceralı bir hikâye sizleri bekliyor.